Hepimiz annelerimizden ninelerimizden ninniler dinleyerek büyüdük. sonra bizim çocuklarımız oldu . Bizde büyüklerimizden duyduğumuz, kulaktan dolma ezberlediğimiz ninnilerle çocuklarımızı büyütmeye çalışıyoruz. İşte size bir kaç ninni...
Kızıma anlattığım masalları, Onun ve arkadaşlarının ilginç kelime telaffuzlarını, tanımlamalarını, yorumlarını paylaşıyorum. Kısaca dünyayı çocukların gözünden anlatıyorum. Ayrıca anneler faydalı bilgilerde bulabileceksiniz...
24 Nisan 2012 Salı
20 Nisan 2012 Cuma
Uzun bir Ara...
Uzunca bir aradan sonra klasik sayılabilecek bir masalla sizlerle birlikteyim. Ancak çok yakın zamanda özgün hikayeleri Öykü'nün Masalları'nda sizlerle paylaşacağım.. Takip etmeye devam edin:))
Yoksul Oduncu
Yoksul bir oduncu, ıssız bir ormanın kıyısındaki küçük bir kulübede karısı ve üç
kızıyla birlikte oturuyormuş. Bir sabah yine işine giderken karısına demiş ki
"Bugün öğle yemeğimi büyük kızla ormana gönder. Çünkü öğleye kadar işimi
bitiremeyeceğim. Kız yolunu şaşırmasın diye yanıma bir torba darı alıp yollara
serpeceğim." Güneş ormanın tepesine kadar yükselince, kız bir tas çorbayla yola
çıkmış. Fakat ormanlarda, kırlarda uçuşan serçeler, çayır kuşları, ispinozlar,
kara tavuklar, kanaryalar darı tanelerini çoktan toplayıp yemişlermiş. Bu yüzden
kız yolu bulamamış. Gün batıncaya, gece oluncaya kadar sağ ve esen dolaşıp
durmuş. Gecenin karanlıkları içinde ağaçlar uğulduyor, baykuşlar ötüyormuş.
Kızın içine bir korku girmeye başlamış. O sırada uzakta, ağaçların arasında
parıldayan bir ışık görmüş. "Orada insanlar olsa gerek. Bunlar beni gece
yanlarında misafir ederler" diye düşünmüş; ışığa doğru ilerlemiş. Çok geçmeden
bir evin önüne varmış. Pencerelerinde ışık görünüyormuş. Kız kapıyı çalmış.
İçeriden boğuk bir ses "gel" diye bağırmış. Kız evin karanlık taşlığına girmiş.
Odanın kapısını vurmuş. Aynı ses "girsene içeri" demiş. Kız kapıyı açtığı zaman
saçı sakalı bembeyaz bir adamın masanın başında oturduğunu görmüş. Adam yüzünü
iki eliyle kapamışmış. Ak sakalı masanın üzerinden yere kadar uzanıyormuş.
Sobanın yanında üç hayvan uzanmış, yatıyormuş: küçük bir horoz, mini bir tavuk,
alaca tüylü bir inek.. Kız başından geçenleri yaşlı adama anlatmış. Geceyi
geçirmek için ondan bir yer istemiş. Adam hayvanlara seslenmiş "güzel tavuk,
güzel horoz, alacalı güzel inek! Ne dersiniz buna siz? " Hayvanlar hep bir
ağızdan "bizce uygun" demişler. Yaşlı adam kıza dönerek "burada her şeyden bol
bol var! Haydi ocağa git, bize akşam yemeği pişir" demiş. Kız mutfakta ne
aradıysa bulmuş. Güzel bir yemek pişirmiş, ama hayvanları hiç düşünmemiş.
Doldurduğu tabakları sofraya getirip koymuş. Ak saçlı adamın yanına oturmuş,
karnını tıka basa doyurduktan sonra "o kadar yorgunum ki demiş, uzanıp
uyuyacağım yatak nerde? " Hayvanlar seslenmişler "onunla yedin içtin bizleri
düşünmedin. Geceyi nerede geçirirsen geçir! Bunun üzerine yaşlı adam "haydi
merdivenden yukarı çık. Orada iki yataklı bir oda göreceksin. O yatakları
düzelt, beyaz keten çarşaflarını yay. Biraz sonra ben de gelip yatarım" demiş.
Kız yukarı çıkmış. Yatakları düzeltip çarşaflarını yaydıktan sonra, yaşlı adamı
beklemeden, bunlardan birinin içine girip uzanmış. Bir süre sonra ak saçlı adam
gelmiş. Elindeki ışığı kızın yüzüne tutmuş. Başını sallamış. Kızın derin uykuda
olduğunu görünce döşemedeki kapağı açmış. Kızı, odanın altındaki mahzene
indirmiş.
4 Nisan 2012 Çarşamba
Seçici Konuşmamazlık
Öykü henüz konuşamıyor ancak kendinden büyük abla ve abilerinin yaşadığı bir sorun vardı. Çocuklar evlerinde gayet neşeli hatta bi hayli dilbazken anaokulunda arkadaşlık kuramayan son derece sessiz oluyorlar. Eve biri gelince annesinin eteğinin arkasından çıkmayan çok utangaç çocuklara dönüşüyorlar. Zaman gazetesinde tamda bu konu üzerine kaleme alınmış yazıyı sizinle paylaşıyorum. Aranızda bu sorunu yaşayanlar veya çevresinde sıkıntısını çekenler olabilir. Aslında her anne-babanın okuması lazım henüz konuşma çağında olmayan bebeklerimiz olabilir ama bizim davranışlarımız onların yaşamlarını etkiliyor. Bilgi sahibi olursak çocuğumuz böyle bir sorun yaşamaz yada uzun sürmez ona yardımcı olabiliriz.. Neyse lafı çok uzattım buyrun okuyun beyler bayanlar..
by Emre GÜLER |
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)