Evvel zaman iken, deve tellal iken, saksağan berber iken..
Ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken..
Çok iyi yürekli bilge bir adamın öfkesine hakim olmayan her
şeye kızan ve insanların kalbini kıran bir oğlu varmış. Aslında özünde iyi bir
çocukmuş. Fakat öfkesine yenik düşüp herkesin kalbini kırıyormuş. Böylece bir
müddet sonra hiç arkadaşı kalmamış. Hatasını anlayan çocuk babasının yanına
gelmiş ve artık öfkelenmek istemediğini söylemiş. Babasıda tamam demiş. Oğluna
bir çuval çivi vermiş ve arka bahçedeki çitlere her sinirlendiğine bir çivi
çakmasını istemiş. Çocuk ilk hafta
çuvalı yarılamış. Ama ilerleyen günlerde çaktığı çivi sayısı gittikçe azalmış.
Çocuk öfkesine hakim olmayı başarıyormuş artık. “Babacığım artık hiç çivi
çakmıyorum. Çünkü sinirlerime hakim olmayı öğrendim” demiş. Babasıda ; “Aferin
oğlum. Şimdi bir şey daha isteyeceğim senden.. Her öfkene hakim oluşunda bir
çiviyi sökeceksin” demiş. Çocuk babasının sözünü dinlemiş ve her öfkelendiğinde bir çivi sökmüş. Nihayet çitteki bütün
çivileri sökmüş. Babasını çağırıp göstermiş. “Bak baba bütün çivileri söktüm.”
Babası çocuğun başını okşayıp “Aferin oğlum. Şimdi söyleyeceklerimi asla
unutma. Bak bu çitlere çivilerin açtığı delikler duruyor ve hiçbir zamanda
kapanmayacak eskisi gibi olmayacak. Eğer sende öfkelendiğinde buradaki çivileri
sökmek yerine arkadaşlarına bağırsaydın onlarında kalbinde böyle delikler
oluşacaktı. Özür dilesende kırıldığını unutmaycaktı.” Çocuk öfke ile hareket
edip kalp kırmanın ne kadar kötü olduğunu iyice anlamış. Bir daha kötü
davranmamaya arkadaşlarının kalbini kırmamaya söz vermiş. Ve bu delik çitleri
hiç unutmamış..